15 Eylül Dünya Lenfoma Farkındalık Günü
16 Eylül 2024

Lenfatik sistem vücudun önemli bir parçasıdır. Vücudun mikroplarla savaşan ağı; lenf düğümleri, dalak, timüs bezi, kemik iliği ve diğer vücut bölümlerini içerir. Lenfatik sistem kanserine lenfoma denir.

 Lenfomalar, lenfatik sistemde doğal olarak bulunan lenfosit adı verilen hücrelerden gelişen kötü huylu lenf bezi hastalıklarıdır. İki ana lenfoma türü vardır:

1. Hodgkin Lenfoma; Hodgkin hastalığı olarak da bilinir ve lenfomaların yaklaşık %25’ini oluşturur.

2. Hodgkin Dışı Lenfoma. Tıpta Non-Hodgkin Lenfoma/NHL olarak adlandırılır ve olguların yaklaşık %75’ini oluşturur.

Bir yıl içerisinde yaklaşık 7 bin kişiye lenfoma tanısı konulmuştur. Non-Hodgkin lenfomalar hem erkeklerde hem de kadınlar da ilk on kanser türü içinde yer almaktadır. Çocukluk çağı kanserlerinin ise %15’ini oluşturmakta ve ikinci sırada yer almaktadır.

Lenfoma Risk Faktörleri:

Lenfomaların kesin nedeni bilinmemektedir. Bununla birlikte, çeşitli risk faktörleri lenfoma gelişme olasılığını artırmaktadır.. Bu risk faktörleri şu şekilde sıralanabilir:

a.      Yaş: Yaş almak, genel olarak lenfoma için önemli bir risk faktörüdür ve vakaların çoğu 50 yaş ve üstü kişilerde görülmektedir.

b.      Cinsiyet: Genel olarak erkeklerde lenfoma görülme riski kadınlardan daha yüksekse de bazı alt tipler kadınlarda daha sık görülebilmektedir.

c.       Aile Öyküsü: Lenfoma tanısı almış birinci derece bir akrabaya (ebeveyn, çocuk, kardeş) sahip olmanın, lenfoma gelişme riskini artırabileceği kabul edilir.

d.      Bazı Kimyasallara ve İlaçlara Maruz Kalma: Bazı araştırmalar, benzen ve yabani ot ve böcek öldürücü maddeler gibi kimyasallara maruz kalmanın lenfoma riskini artırdığını düşündürmektedir. Kanser tedavisinde kullanılan bazı ilaçların da Hodgkin dışı lenfoma riskini artırdığı gözlenmiştir. Ancak bu durumun hastalığın kendisiyle mi ilgili yoksa tedavinin bir etkisi mi olduğu tam olarak belirlenememiştir.

e.       Radyasyon Maruziyeti: Atom bombası ve nükleer reaktör kazalarından kurtulanlarla yapılan araştırmalar, bu kişilerin NHL, lösemi ve tiroid kanseri de dâhil olmak üzere çeşitli kanser türlerini geliştirme risklerini artırdığını göstermiştir.Hodgkin lenfoma gibi diğer bazı kanserler için radyasyon tedavisi gören hastalarda, yaşamın ilerleyen dönemlerinde NHL gelişme riski biraz artmaktadır.Bu risk hem radyasyon tedavisi hem de kemoterapi ile tedavi edilen hastalar için daha fazladır.

f.        Zayıflamış Bir Bağışıklık Sistemine Sahip Olmak: Çeşitli sebeplerle bağışıklık sistemlerini baskılayan ilaçlarla tedavi edilenler, HIV’le enfekte kişiler, bazı sendromal hastalıklara sahip olanlar gibi zayıflamış bağışıklık sistemine sahip bireylerde NHL riski artmaktadır.

g.      Otoimmün Hastalıklar: Romatoid artrit, sistemik lupus eritematozus, Sjögren hastalığı, çölyak hastalığı (glutene duyarlı enteropati) ve diğer bazı otoimmün hastalıklar, artan NHL riski ile ilişkilendirilmiştir.

h.      Bazı Enfeksiyonlar: İnsan T-hücresi lenfotropik virüsü (HTLV-1) ile enfeksiyon, Epstein-Barr virüsü (EBV) ile enfeksiyon, insan herpes virüsü 8 (HHV-8), Helicobacter pylori, Chlamydophila psittaci, Campylobacter jejuni, Hepatit C virüsü (HCV) ile enfekte olmuş kişilerde lenfoma görülme riskinin arttığı gözlemlenmektedir.

i.        Vücut Ağırlığı: Diğer birçok kanserde olduğu gibi bazı çalışmalar aşırı kilolu veya obez olmanın NHL riskini artırabileceğini düşündürtmektedir.

j.        Meme İmplantları: Nadir olmakla birlikte, meme implantı olan bazı kadınlarda bir tür Anaplastik Büyük Hücreli Lenfoma (ALCL) geliştiği gözlemlenmektedir.

 

Lenfoma Belirtileri:

En sık görülen belirti boyun, koltuk altı ve kasık bölgelerindeki lenf bezelerinin ağrısız şişerek ele gelmesidir. Hastalarda diğer bulunabilen belirtiler ise söyledir; sebebi tam açıklanamayan ateş, kilo kaybı, gece terlemesi, halsizlik, ciltte kaşıntıdır. Bu şikayetler, grip gibi başka hastalıkların seyrinde de görülebilir. Bu nedenle bu tür bulguları olan hastalarda lenfoma teşhisini ancak hekim koyabilir. Sayılan belirtilerin, şikayetlerin varlığı halinde hekime başvurulmalıdır.

Maalesef lenfomalar için erken tespite yönelik kabul edilmiş bir tarama yöntemi bulunmamaktadır. Bu nedenle kişilerin lenfoma belirtisi olabilecek durumları bilmeleri ve bu belirtileri tespit etmeleri durumunda bir sağlık kuruluşuna başvurmaları büyük önem taşımaktadır.

Lenfoma Tanısı:

Lenfomanın tanısında en önemli basamaklar ayrıntılı öykü ve fizik muayenedir. Öykü ve muayenede şüpheli bulguların tespit edilmesi durumunda lenf nodu biyopsisi, kemik iliği biyopsisi,görüntüleme tetkikleri, kan sayımı, kan testleri, biyokimyasal incelemeler, Görüntüleme testleri (MRI taraması, PET taraması, X-ışınları) gibi ek tanı yöntemlerine başvurulur.

Lenfoma Tedavisi:

Lenfomaların genel olarak 80’den fazla alt tipi vardır ve her birinin tedavisi de farklılık gösterir. Hastalığın türlerine göre farklı tedavi yöntemleri mevcuttur.  

Kemoterapi, radyoterapi gibi klasik tedavi yöntemlerine ek olarak uygun hastalarda biyolojik tedaviler (monoklonal antikorlar), kök hücre nakli gibi yöntemlere de başvurulabilmektedir. Cerrahi tedavi lenfoma tedavisinde biyopsi ve hastalığın durumunun tespiti dışında nadiren kullanılmaktadır.

Her yıl 15 Eylül'de Dünya Lenfoma Farkındalık Günü için çeşitli etkinlikler düzenlenmektedir Dünya Lenfoma Farkındalık Günü, ilk kez 2004 yılında Lenfoma Koalisyonu tarafından hastalığa yönelik bilgi eksikliğini gidermek, hastalık hakkında farkındalığı artırmak, hastaların ve bakım verenlerinin karşılaştığı duygusal ve psikososyal zorluklara dikkat çekmek amacıyla düzenlenmektedir.

Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de “erken tanı ve tedavi hayat kurtarır” prensibinden hareketle her yıl 15 Eylül gününü hastalığa yönelik dikkat çekmek, bilgilendirmek ve hastalık ve tedavisine ilişkin güncel durumu gözden geçirmek üzere etkinlikler gerçekleştirilmektedir.