28 Temmuz Dünya Hepatit Günü
29 Temmuz 2024

Dünya Sağlık Teşkilatı ve Dünya Hepatit Birliği tarafından 28 Temmuz “Dünya Hepatit Günü” olarak ilan edilmiştir. 28 Temmuz gününün seçilmesinin nedeni hepatit B virüsünü bulan, bunun için bir tanı testi ve aşı geliştiren Dr. Baruch Blumberg’in doğum günü olmasıdır. Bugünün amacı, ulusal ve uluslararası alanda hepatit hastalığı hakkında toplumu bilgilendirmek, farkındalığı artırmak, koruyucu önlemlere dikkat çekmek ve tedavi yöntemleri hakkında toplumu bilgilendirerek viral hepatitleri insanlığı tehdit eden hastalıklar listesinden silmektir.

Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Hedeflerinin alt hedeflerinden biri 2030 yılına kadar hepatiti elimine etmektir. Dünya Sağlık Teşkilatı, viral hepatit önleme ve kontrolü için yayınladığı Küresel Eylem Planı Çerçevesi’nde viral hepatit bulaşının durduğu ve ihtiyacı olan herkesin güvenli ve etkili tedaviye ulaşabildiği bir dünyaya doğru gidilmesini amaçlamaktadır. Bu kapsamda uygulanacak stratejiler;

  • Viral hepatitler konusunda farkındalığın artırılması,
  • Bağışıklamanın artırılması,
  • Viral hepatit sürveyansının güçlendirilmesi,
  • Anneden bebeğe geçişin azaltılması,
  • Tedaviye erişimin artırılması,
  • Güvenli kan ürünleri sağlanması,
  • Damar içi madde kullananlarda viral hepatit bulaşının önlenmesi ve
  • Sağlık hizmeti ilişkili hepatitlerin önlenmesidir.

Viral hepatitler karaciğerin en sık görülen hastalıkları olup etkenleri sıklıkla klasik hepatit virüsleridir (A, B, C, D, E). Viral hepatitlere bağlı enfeksiyonlar farklı klinik seyir gösterebilir. Viral hepatitler siroz, karaciğer yetmezliği ve karaciğer kanserine (hepatoselüler kanser) ilerleyerek önemli oranda morbidite ve mortaliteye neden olabilirler. Karaciğer transplantasyonlarının yaklaşık %60’ ını viral hepatitlere bağlı karaciğer yetmezliği oluşturmaktadır.

Hepatit A virüsü (HAV); Ülkemizde hala endemik olarak bulunmakla birlikte, görülme sıklığı giderek azalmıştır. Virüsle karşılaşma yaşı adolesan ve genç erişkin döneme doğru kaymıştır. HAV enfeksiyonu kendini sınırlar ve kronikleşmez. Bulaşma esas olarak, fekal-oral yolla; kişiden kişiye temas veya kontamine yiyecek veya su/içecek tüketilmesi ile gerçekleşir. Gıda kaynaklı salgınlara neden olabilir. Hemen herkes hepatit A’dan ömür boyu bağışıklık kazanarak tamamen iyileşir, ancak çok küçük bir kısmı ani gelişen ve ağır seyreden hepatit nedeniyle hayatını kaybedebilir. Hepatit A’yı önlemek için güvenli ve etkili bir aşı mevcuttur. Dolayısı ile bu hastalık için güvenli su kaynakları, gıda güvenliği, gelişmiş atık tahliye sistemi, el yıkama ve bağışıklama en etkili mücadele yöntemleridir. Ülkemizde çocuklara 18. ve 24. aylarda, risk grubundaki kişilere de en az 6 ay ara ile 2 doz halinde sağlık kuruluşlarımızda hepatit A aşısı uygulanmaktadır. Risk grubundaki kişilere serolojik değerlendirme yapılarak, hepatit A aşısı 0 ve 6. ayda olmak üzere 2 doz olarak intramüsküler yolla uygulanmalıdır.

Hepatit B ve Hepatit C;

  • Kontrol edilmemiş kan ve kan ürünlerinin transfüzyonuyla,
  • Sterilize edilmemiş cerrahi malzemelerin kullanıldığı invaziv işlemlerle,
  • Ortak enjektör kullanımıyla,
  • Tıraş bıçağı, diş fırçası gibi eşyaların paylaşımıyla,
  • Anneden bebeğe doğum esnasında geçişiyle,
  • Hepatit B ve C taşıyıcılarının aile içi temasıyla,
  • Sterilize edilmemiş araçlarla dövme, akupunktur vb. uygulanmasıyla ve
  • Güvenli olmayan korunmasız cinsel ilişkiyle bulaşabilir.

Hepatit B hastalığından korunmanın en etkili yolu aşıdır. Ülkemizde Hepatit B aşısı 1998 yılı itibariyle rutin çocukluk çağı aşı takvimine eklenmiştir. Bağışıklama hizmetleri Bakanlığımız tarafından yürütülen en önemli ve etkili koruyucu sağlık hizmetlerinden birisi olup, Genişletilmiş Bağışıklama Programı kapsamında Hepatit B aşı uygulamaları öncelikli stratejilerimizdendir.

Hepatit B aşısı ülkemizde bebeklere, ilk dozu doğumda, 2. ve 3. dozları ise 1 ve 6 aylıkken, risk grubundaki kişilere ise 0, 1 ve 6 ay takvimi ile 3 doz olacak şekilde uygulanmaktadır. Ayrıca tüm doğumların hastanede yapılmasının sağlanması, gebelerin Hepatit B taşıyıcısı olma açısından doğum öncesi taranması, taşıyıcı iseler bebeklerin ilk 12 saat içinde Hepatit B aşısı ve Hepatit B immunglobulini yapılması, diğer bebeklere doğumdan sonra mümkün olan en kısa sürede (en geç ilk 72 saat içinde) hepatit B bağışıklamasının başlaması, ardından ilk aşıdan 1 ay sonra 2. dozun, ikinci aşıdan 5 ay sonra 3. doz hepatit B aşısı uygulanması, çocukluk döneminde aşılanamamış olan risk gruplarının aşılarının tamamlanması yoluyla yürütülen bağışıklama çalışmaları hepatit B’den korunmanın temel dayanağını oluşturur. Böylece siroz ve karaciğer kanseri gibi komplikasyonlar da önlenebilir. Bağışlanan tüm kanların hepatit B açısından test edilmesi de kan yoluyla bulaşmayı önler. Güvenli enjeksiyon uygulamaları bir diğer etkili stratejiyi oluşturur. Ayrıca, cinsel partner sayısının en aza indirilmesi, kadın ve erkek kondomu kullanılması gibi durumlar da bulaşmaya karşı koruma sağlar. Hepatit B ile enfekte bireyle temas sonrasında (iğne batması, riskli cinsel ilişki vb.), temas eden kişi duyarlı ise en kısa zamanda hepatit B aşısı ve hepatit B immunglobulini temas sonrası profilaksi algoritmaları doğrultusunda uygulanmalıdır.

Hepatit D virüsü, Hepatit B virüs enfeksiyonu olan kişilerde hastalığa yol açar. Hepatit B virüsü yokluğunda enfeksiyon yapamaz. Fakat hafif seyreden Hepatit B virüsü enfeksiyonunu daha ağır ve hızlı seyreden bir hastalığa dönüştürebilir. Hepatit D virüsü kan ve kan ürünleri temasıyla, kas içi veya damar içi enjeksiyonlarla, deri ve mukoza yoluyla ve cinsel yolla bulaşabilir.

 Hepatit E virüsü (HEV), fekal-oral (dışkı ile temas) yol ile bulaşır ve akut enfeksiyona yol açar. Gebelikte geçirildiğinde daha ciddi seyreder. Başta organ transplantasyonu yapılan kişiler olmak üzere immunsupresif tedavi alanlarda ve gebelerde ikinci ve üçüncü trimesterde HEV enfeksiyonuna bağlı fulminant hepatit gelişim riski ve buna bağlı komplikasyon oluşma riski yüksektir. Hepatit E virüsünün spesifik bir tedavisi ve aşısı yoktur.

Dünyada milyonlarca insan viral hepatitle yaşamakta ve milyonlarcası da enfekte olma riskiyle karşı karşıya kalmaktadır. Daha önemlisi Hepatit B ve Hepatit C enfeksiyonu olanların çoğu virüsü taşıdıklarının farkında değildir; bu nedenle tedavi olanaklarından yararlanamadıkları gibi farkında olmadan başkalarına da bulaştırmaktadırlar. Farkındalığı arttırmak amacıyla Türkiye Viral Hepatit Önleme ve Kontrol Programı kapsamında; Bakanlığımız tarafından hazırlanan eğitim materyali aracılığıyla öğrenciler, öğretmenler, toplu yaşam alanlarında yaşayanlar ve çalışanlar gibi topluma yönelik birçok eğitim faaliyeti düzenlenmektedir.

Hepatit B ve C Testlerini Yaptırın!

Bilgilenin, Aşılanın, Korunun!