28 Temmuz, 2010 yılındaki Dünya Sağlık Asamblesinde, üye ülkelerin viral hepatitler ile ilgili farkındalık çalışmalarının ve kontrol önlemlerinin güçlendirilmesini teşvik etmek amacıyla Dünya Hepatit Günü olarak belirlenmiştir. 28 Temmuz gününün seçilmesinin nedeni hepatit B virüsünü bulan ve bunun için bir tanı testi ve aşı geliştiren Nobel ödüllü Dr. Baruch Blumberg’in doğum günü olmasıdır. Her yıl yeni bir tema çerçevesinde yürütülen etkinlikler için bu yılın teması “Bir Hayat, Bir Karaciğer” olarak belirlenmiştir. Karaciğerin insan hayatı için birçok işlevsel fonksiyonu olduğuna ve hepatit virüsünün her ikisini de olumsuz yönde etkileyebileceğine dikkat çekilmesi amaçlanmıştır.
Birleşmiş Milletler (BM) Sürdürülebilir Kalkınma Hedeflerinin alt hedeflerinden biri 2030 yılına kadar hepatiti elimine etmektir. Bu doğrultuda Dünya Sağlık Örgütü tarafından “Viral Hepatitler Küresel Sağlık Sektörü Stratejisi 2016 – 2021” uygulamaya konulmuştur. Bu kapsamda Bakanlığımız tarafından hazırlanan Türkiye Viral Hepatit Önleme ve Kontrol Programı (2018-2023), 12.09.2018 tarih itibariyle tüm sağlık kurum ve kuruluşları ile program paydaşlarına duyurulmuştur. Bu kapsamda uygulanacak stratejiler;
- Viral hepatitler konusunda farkındalığın artırılması
- Bağışıklamanın artırılması
- Viral hepatit sürveyansının güçlendirilmesi
- Anneden bebeğe geçişin azaltılması
- Tedaviye erişimin artırılması
- Güvenli kan ürünleri sağlanması
- Damar içi madde kullananlarda viral hepatit bulaşının önlenmesi
- Sağlık hizmeti ilişkili hepatitlerin önlenmesidir.
Viral hepatitler, ağır karaciğer hastalığı, siroz ve karaciğer kanserine neden olabilen karaciğerin iltihabi hastalıklarıdır. Hastalığın etkeni Hepatit A, B, C, D ve E virüsleridir.
Hepatit A virüsü (HAV), virüs ile bulaşık yiyecek ve su tüketimi veya bulaşıcı bir kişiyle doğrudan temas yoluyla bulaşır. Hemen herkes hepatit A’dan ömür boyu bağışıklık kazanarak tamamen iyileşir, ancak çok küçük bir kısmı ani gelişen ve ağır seyreden hepatit nedeniyle hayatını kaybedebilir. Bu da tüm hepatitlere bağlı ölümlerin binde 5’ini oluşturur. Hepatit A enfeksiyonu riski, güvenli su eksikliği ve yetersiz atık tahliye sistemi ve yetersiz hijyen ile ilişkilidir. Gıda kaynaklı salgınlara neden olabilir. Kötü sağlık koşulları ve hijyen uygulamalarına sahip düşük ve orta gelirli ülkelerde çocukların çoğu sıklıkla belirtisiz olmak üzere on yaşından önce Hepatit A virüsü ile enfekte olurlar; bu da ileri yaşlarda hastalığa karşı bağışıklık geliştirmelerini sağlar. Sağlık koşulları daha iyi olan yüksek gelirli ülkelerde ise yetişkinlerin hastalığa karşı bağışık olmamaları, hastalığı ağır geçirecek olan duyarlı grubun birikmesine ve salgınlara yol açabilir. Hepatit A’yı önlemek için güvenli ve etkili bir aşı mevcuttur. Dolayısı ile bu hastalık için güvenli su kaynakları, gıda güvenliği, gelişmiş atık tahliye sistemi, el yıkama ve bağışıklama en etkili mücadele yöntemleridir.
Ülkemizde hijyen kurallarına ve temizlik koşullarına uyum, temiz su kaynaklarına ulaşımın artışı, sosyoekonomik koşullarla ilgili diğer göstergelerin iyileşmesi ve 2012 yılı sonu itibariyle başlayan hepatit A aşı uygulamaları sonucunda ülkemizde hastalık görülme sıklığı 2018 yılında yüz binde 0,33’e düşmüştür. Halen ülkemizde çocuklara 18. ve 24. aylarda, risk grubundaki kişilere de en az 6 ay ara ile 2 doz halinde sağlık kuruluşlarımızda ücretsiz hepatit A aşısı uygulanmaktadır.
Hepatit B ve Hepatit C;
- Kontrol edilmemiş kan ve kan ürünlerinin transfüzyonuyla
- Sterilize edilmemiş cerrahi malzemelerin kullanıldığı tıbbi ya da diş müdahaleleriyle
- Kullanılmış enjektör paylaşımıyla
- Tıraş bıçağı, diş fırçası gibi eşyaların paylaşımıyla
- Sterilize edilmemiş araçlarla dövme, akupunktur ya da vücut takılarının uygulanmasıyla
- Hepatit B ve C taşıyıcılarının aile içi temasıyla
- Anneden bebeğe doğumda ve sonrasında
- Güvenli olmayan cinsel ilişkiyle bulaşabilir.
Hepatit B hastalığından korunmanın en etkili yolu aşılanmadır. Ülkemizde Hepatit B aşısı 1998 yılı itibariyle rutin çocukluk çağı aşı takvimine eklenmiştir. 2005-2009 yılları arasında okullarda yapılan destek aşılamaları ve risk grubu aşılamaları uygulamaya alınmıştır. Bağışıklama hizmetleri Bakanlığımız tarafından yürütülen en önemli ve etkili koruyucu sağlık hizmetlerinden birisi olup, Genişletilmiş Bağışıklama Programı kapsamında Hepatit B aşılamaları yüksek öncelikli stratejilerimizdendir.
Hepatit B aşısı ülkemizde bebeklere, ilk dozu doğumda, 2. ve 3. dozları ise 1 ve 6 aylıkken, risk grubundaki kişilere ise 0, 1 ve 6 ay takvimi ile 3 doz olarak ve ücretsiz uygulanmaktadır. Ayrıca tüm doğumların hastanede yapılmasının sağlanması, gebelerin Hepatit B taşıyıcısı olma açısından doğum öncesi taranması, taşıyıcı iseler bebeklerin ilk 12 saat içinde Hepatit B aşısı ve Hepatit B Immunglobuin yapılması, diğer bebeklerin doğumdan sonra mümkün olan en kısa sürede (en geç ilk 72 saat içinde) hepatit B bağışıklamasının başlaması, ardından ilk aşıdan 1 ay sonra 2. dozun, ikinci aşıdan 5 ay sonra 3. doz hepatit B aşısıyla aşılanması, çocukluk döneminde aşılanamamış olan risk gruplarının aşılarının tamamlanması yoluyla yürütülen bağışıklama çalışmaları hepatit B’den korunmanın temel dayanağını oluşturur. Böylece siroz ve karaciğer kanseri gibi komplikasyonları da önlenebilir. Kan güvenliğini sağlamak için tüm kan bağışlarının hepatit B için test edilmesi de kan yoluyla bulaşmayı önler. Güvenli enjeksiyon uygulamaları bir diğer etkili stratejiyi oluşturur. Ayrıca, cinsel partner sayısının en aza indirilmesi, kadın ve erkek kondomu kullanılması gibi güvenli seks uygulamaları da bulaşmaya karşı koruma sağlar.
Hepatit D virüsü, Hepatit B Virüs (HBV) enfeksiyonu olan kişilerde hastalığa yol açar. HBV’nin yokluğunda enfeksiyon yapamaz. Fakat hafif seyreden HBV enfeksiyonunu daha ağır ve hızlı seyreden bir hastalığa dönüştürebilir. HDV kan ve kan ürünleri temasıyla, kas içi veya damar içi enjeksiyonlarla, deri ve mukoza yoluyla ve cinsel yolla bulaşabilir.
Hepatit E virüsü (HEV) fekal-oral (dışkı ile temas) yol ile bulaşır, vahşi ve evcil hayvanlarda bulunur ve akut enfeksiyona yol açar. Gebelikte geçirildiğinde hepatit E hastalığı daha ciddi seyreder. Özellikle gebelerde son 3 aylık dönemde düşük, erken doğum, ciddi karaciğer yetmezliği ile ölüm riskinin artmasına sebep olabilir. Hepatit E virüsünün spesifik bir tedavisi ve aşısı yoktur.
Dünyada milyonlarca insan viral hepatitle yaşamakta ve milyonlarcası da enfekte olma riskiyle karşı karşıyadır. Daha önemlisi Hepatit B ve C enfeksiyonu olanların çoğu virüsü taşıdıklarının farkında değildir; bu nedenle tedavi olanaklarından yararlanamadıkları gibi farkında olmadan başkalarına da bulaştırmaktadırlar. Farkındalığı arttırmak amacıyla Türkiye Viral Hepatit Önleme ve Kontrol Programı kapsamında; Bakanlığımız tarafından hazırlanan eğitim materyali aracılığıyla öğrenciler, öğretmenler, toplu yaşam alanlarında yaşayanlar ve çalışanlar gibi topluma yönelik birçok eğitim faaliyeti düzenlenmektedir.
Hepatit B ve C Testlerini Yaptırın!
Bilgilenin, Aşılanın, Korunun!