Kırım-Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) Hastalığı Eğitimleri
Kırım Kongo Kanamalı Ateşi hastalığının kontrolüne yönelik çalışmalar Bakanlığımız tarafından bir program dâhilinde yürütülmektedir. Kişisel korunma önlemlerinin alınması hastalığın kontrolü için ön planda olduğundan Müdürlüğümüzce vatandaşlarımızın hastalık ve korunma önlemleri konusunda bilgilendirilmesi ile toplumda farkındalık oluşturulması çalışmaları yoğun bir şekilde yürütülmektedir.
Bu kapsamda Müdürlüğümüze bağlı İlçe Sağlık Müdürlükleri, Toplum Sağlığı Merkezleri ve İlçe Entegre Devlet Hastanelerimiz tarafından özellikle riskli alanlarla yaşayan vatandaşlarımız başta olmak üzere tüm halkımızın bilgilendirilmesine yönelik eğitimler gerçekleştirilmiştir. Bu eğitimlerle birlikte hekim ve hekim olmayan diğer sağlık personeline yönelik hizmet içi eğitimler yapılmış, okulların çeşitli derecelerinde öğrenim gören öğrencilere yönelik eğitimler de yapılmıştır. Bunların yanı sıra farkındalığı artırmak amacıyla muhtarlara ve din adamlarına Kırım-Kongo Kanamalı Ateşi Hastalığına yönelik bilgilendirmeler yapılarak özellikle riskli alanlara giden kişilerin dikkat etmesi gereken önlemler ve kene tutunması sonrası yapılması gerekenler hakkında bilgilendirici eğitimler düzenlenmiştir. Ayrıca insanların yoğun olarak bulunduğu köy meydanları ve işletmelere Kırım-Kongo Kanamalı Ateşi afişleri asılmış ve broşürleri dağıtılarak farkındalığın artırılması amaçlanmıştır.
Kırım-Kongo Kanamalı Ateşi Hastalığı Nedir?
Kırım-Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA), keneler tarafından taşınan Bunyaviridae ailesine bağlı Nairovirüs grubuna ait bir virüsle oluşan ateş, halsizlik, iştahsızlık, kas ağrısı, baş ağrısı, bulantı, kusma, ishal ve ağır vakalarda kanama gibi bulgular ile seyrederek ölümlere neden olabilen zoonotik (hayvanlardan insanlara bulaşan) karakterli bir enfeksiyon hastalığıdır.
KKKA vakaları, hastalığın başlıca bulaştırıcısı olan kenelerin aktifleştiği dönemden başlayarak ülkemizde bahar ve yaz aylarında görülmektedir. Kırım Kongo Kanamalı Ateşi vakaları çoğunlukla İç Anadolu’nun kuzeyi, Orta Karadeniz ve ilimizin de içinde yer aldığı Doğu Anadolu’nun kuzeyinde yoğunlaşmaktadır.
Hastalık ülkemizde başlıca hastalık etkenini taşıyan kenenin tutunması veya bununla temas sonucunda bulaşmaktadır. Bunun yanı sıra hastalık viremik dönemdeki hayvanların veya hasta kişilerin kan, doku, vücut çıkartılarına korunmasız temas sonucunda da bulaşabilmektedir.
İnkübasyon süresi (etkenin vücuda girdikten sonra hastalık belirtilerinin görülmesine kadar geçen süre) kene tutunmasından sonra genellikle 1-3 gün, en fazla 10 gün olabilmektedir.
Hastalık Hangi Yollarla Bulaşır?
- Virüsü taşıyan özellikteki kenelerin insan vücuduna tutunması,
- Virüsü taşıyan kenelerin çıplak el ile ezilmesi,
- KKKA virüsünü taşıyan hayvanların kan, doku ve diğer vücut sıvıları ile temas edilmesi,
- KKKA hastalarının kan ve diğer vücut sıvıları ile temas edilmesi yoluyla bulaşır.
Hastalık Hayvanlarda Görülür Mü?
Hastalık hayvanlarda belirti göstermez. Hayvanlarda belirti göstermeden seyrettiğinden hastalığın sık olarak görüldüğü bölgelerde bulunan hayvanlar sağlıklı görünse bile hastalığı bulaştırabilirler. Bu sebeple hayvanların kanlarına, vücut sıvılarına veya dokularına çıplak el ile temas edilmemelidir.
Hayvan sahipleri hayvanlarını kenelere karşı uygun ilaçlarla, doğru yöntemle belirli aralıklarla ilaçlamalı, hayvan barınakları kenelerin yaşamasına imkân vermeyecek şekilde yapılmalı, çatlaklar ve yarıklar tamir edilerek badana yapılmalıdır. Hayvanların kanlarına, vücut sıvılarına veya dokularına çıplak el ile temas eden kişiler, kendilerini 14 gün süreyle halsizlik, iştahsızlık, ateş, kas ağrısı, baş ağrısı, bulantı, kusma veya ishal gibi belirtiler yönünden izlemeli ve bu belirtilerden bir veya birkaçının ortaya çıkması halinde derhal en yakın sağlık kuruluşuna müracaat etmelidirler
Hastalığın Belirtileri Nelerdir?
Hastalık virüsün alınma şekline bağlı olarak 1-14 gün sürebilen kuluçka döneminden sonra ateş, halsizlik, üşüme, titreme, yaygın kas ağrıları, baş ağrısı, bulantı-kusma, ishal, yüzde ve gözlerde kızarıklık, deri döküntüsü gibi şikâyetlerle kendini gösterir. Hastalığın ilerleyen dönemlerinde cilt kanaması, diş eti kanaması, burun kanaması, mide-barsak kanaması, akciğer ve beyin kanamaları görülebilir
Kimler Risk Altındadır?
Hastalığın görüldüğü bölgelerde yaşayan tarım ve hayvancılık ile uğraşan çiftçi ve çobanlar, kasaplar ve mezbaha çalışanları, veteriner hekimler, askerler, korunmasız olarak kamp ve piknik yapanlar, KKKA hastaları ile temas eden sağlık personeli, laboratuvar çalışanları ve hasta yakınları risk altındadır.
Hastalığın Tanısı Nasıl Konulur?
KKKA hastalığında erken tanı, ihtiyaç duyulduğunda kan ve kan ürünlerinin sağlanması ve etrafa bulaşın önlenmesi açısından çok önemlidir. Ayırıcı tanının hızla yapılıp hastanın öncelikle KKKA olup olmadığı değerlendirilmelidir. Hastalığın kesin tanısı serum örneğinde PCR ile viral RNA’nın ya da ELISA ile spesifik IgM antikorlarının gösterilmesi ile konulur.
Hastalık Nasıl Tedavi Edilir?
Destek tedavisi tedavisinin temelini oluşturur. Bunun yanında hastanın sıvı, elektrolitlerinin ve kan değerlerinin izlenmesi gerekmektedir. Gerekirse taze donmuş plazma ve trombosit süspansiyonu verilebilir.
Kırım Kongo Kanamalı Ateşi Hastalığından Korunmak İçin Neler Yapılmalıdır?
Tarla, bağ, bahçe, orman ve piknik alanları gibi kene yönünden riskli alanlara gidilirken, kenelerin vücuda girmesini engellemek maksadıyla mümkün olduğu kadar vücudu örten giysiler giyilmeli, pantolon paçaları çorapların içerisine sokulmalı ve ayrıca kenelerin elbise üzerinde rahat görülebilmesi için açık renkli kıyafetler tercih edilmelidir.
Kene yönünden riskli alanlardan dönüldüğünde kişi kendisinin ve çocuklarının vücudunda (kulak arkası, koltuk altları, kasıklar ve diz arkası dâhil) kene olup olmadığını kontrol etmeli, kene tutunmuş ise hiç vakit kaybetmeden çıplak el ile dokunmamak şartıyla vücuda tutunduğu en yakın yerden tutarak uygun bir malzeme ile (bez, naylon poşet, eldiven gibi) çıkarmalıdır.
Kişi keneyi kendisi çıkaramadığı durumlarda en yakın sağlık kuruluşuna başvurmalıdır. Kene ne kadar erken çıkarılırsa hastalığın bulaşma riskinin de o kadar azalacağı unutulmamalıdır.
Hastalık hayvanlarda belirti göstermeden seyrettiğinden hastalığın sık olarak görüldüğü bölgelerde bulunan hayvanlar sağlıklı görünse bile hastalığı bulaştırabilirler. Bu sebeple hayvanların kanlarına, vücut sıvılarına veya dokularına çıplak el ile temas edilmemelidir.
Hastalığa yakalanan kişilerin kan, vücut sıvıları ve çıkartıları ile hastalık bulaşabildiğinden, hasta ile temas eden kişiler gerekli korunma önlemlerini (eldiven, önlük, maske v.b.) almalıdır.
Kene tutunan kişiler, kendilerini 10 gün süreyle halsizlik, iştahsızlık, ateş, kas ağrısı, baş ağrısı, bulantı, kusma veya ishal gibi belirtiler yönünden izlemeli ve bu belirtilerden bir veya birkaçının ortaya çıkması halinde derhal en yakın sağlık kuruluşuna müracaat etmelidirler.
Hastalığa sebep olan mikrobun taşıyıcısı, saklayıcısı ve bulaştırıcısı olan keneler uçmayan, zıplamayan, yerden yürüyerek vücuda tırmanan eklem bacaklı hayvanlardır. Vücuda tutunan veya hayvanların üzerinde bulunan keneler kesinlikle çıplak el ile öldürülmemeli ve patlatılmamalıdır. Keneler üzerine sigara basmak, kolonya, gaz yağı gibi maddeler dökmek kenenin kasılmasına sebep olarak vücut içeriğini kan emdiği kişiye aktarmasına sebep olacağı için yapılmamalıdır.